Kamu Spotu Nedir? Nasıl Yapılır?

Kamu Spotu kamu kurum ve kuruluşları ve vakıf-dernek gibi sivil toplum kuruluşları tarafından hazırlatılan, toplumsal faydayı esas alan, bilgilendirici görsel ve işitsel filmleridir. Kamu spotları yasa gereğince 45 saniyeyi geçmez. RTÜK tarafından onaylanır ve zorunlu yayın olarak TV kanallarına gönderilir. Tv kanalları belli periyotlar ile bu spotları yayınlamak zorundadır. Bu yayınlara ilişkin yasal düzenlemeler sıkça değişmektedir.
 
2010 yılının başından itibaren devlet kurumları medyayı daha da etkin kullanmaya başladı. Önceleri sadece sigara ve trafik gibi belirli alanlarda yapılan kamu spotları, tarımdan, iş güvenliğine, gıdadan hukuka kadar bir çok alanda yapılmaya başlandı. Devlet medyanın gücünü daha iyi kavradı ve bu alanda daha fazla eğilmeye başladı. Artık TV kanallarında iyi bütçe ayrılmış ve daha profesyonelce hazırlanmış spotlara rastlayabiliyoruz. 2015 yılında sektörün saygıdeğer markası İPSOS yaptığı araştırmada TAPDK tarafından hazırlanan “HADİ BABA” isimli kamu spotunu yılın en sevilen 3. kampanyası olarak ilan etti. Dev bütçeler arasına giren bu yapım oldukça dikkat çekti.
 
Kamu spotları nasıl hazırlanır?
 
Öncelikle devlet kurumu hangi alanda topluma hangi mesajı vermek istediğini belirler. Daha sonra sektörde bu alanda hizmet veren bir firma seçilir. Kamu hizmet alım yasalarına göre belli bir bütçe sınırının altında olursa “DOĞRUDA TEMİN” üstündeyse “İHALE” yöntemi ile firma seçilir. İhale yönteminin bazı sakıncaları vardır. En düşük fiyatı veren işi alır mantığı ile yapılan ihalelerde yetkin olmayan ve işi almak için aşırı düşük bütçe veren firmalar kazanabilir. Bu da işin doğasına aykırıdır. Prodüksiyon sektörü bütçe, yaratıcılık ve etki konusunda ucu bucağı olmayan bir alandır. Bu alana bütçe öncelikli şeklinde yaklaşmak hayal kırıklığı yaratabilir. Firmalar için en önemli kıstas bu alanda daha önce yapılmış olan işlerdir. Kendini kanıtlamış ve profesyonel çalışma yöntemlerini benimsemiş bir prodüksiyon firması tercih edilmelidir.
 
İşi alan firma alternatifli senaryo “sinopsisleri”, yani senaryo taslaklarını hazırlar. En az 3 adet sinopsis yazılmalıdır. Bu taslaklardan en çok beğenileni üstüne senaryo yazılır.
 
Yazılan senaryo yine kuruma onaya sunulur. Hikayedeki tüm planların kara kalem çizimleri de senaryo ile kuruma gösterilir. Bu çizimlere “storyboard” denir. Böylece yetkililer tüm hikayeyi kolayca gözlerinde canlandırabilir ve senaryoyu onaylayabilir. Bu kısım çok önemlidir. Zira istenmeyen bir senaryonun çekimi tüm sürecin baştan başlamasına neden olabilir. Bu ise zaman, para ve moral kaybına neden olur. Anlaşmazlıklar çıkabilir.
 
Senaryoda hem fikir kalındıktan sonra seçilen oyuncular, mekanlar, seslendirmen ve diğer tüm öğeler bir dosya ile tekrar kuruma sunulur. Buna Pre Production dosyası denir. Bu dosya köprüden önceki son çıkıştır. Filme dair her şey bunun içindedir. Varsa bir itiraz burada alınır ve düzeltilir.
 
Artık çekim aşamasına gelinir. Kurum yetkilileri çekimlere davet edilir. Seçilen mekanlarda seçilen oyuncular ile prodüksiyon yapılır. İşin aslında en eğlenceli ve kolay kısmı budur.
 
Çekim sonrası işlemler sırası ile hayata geçer. Kurgu, ses tasarım, seslendirme, grafik, müzik, animasyon gibi işlemlerden sonra film ortaya çıkar.
 
Sunum günü ajans ve kurum için heyecanlı bir gündür. Haftalarca zihinde tasarlanan hikaye artık ortaya çıkmıştır. Film izlenir. Tekrar, tekrar izlenir. Yorumlar alınır. Başarılı bir çalışma ilk izlenimde kendini belli eder. Varsa kurum tarafından revize talepleri not edilir. Revizelerin de yapılaması ile film yayına hazır hale gelir. Firma filmi çeşitli yayın formatlarına kuruma teslim eder. Kurum ise üst yazı ile RTÜK’e gönderir. Genellikle haftada 1 toplanan RTÜK heyeti toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve özgürlüklerin korunmasına yönelik herhangi bir sakınca görmediği takdirde filmi kabul eder ve sisteme yüklenir.
 
Yaklaşık 1 ay süren bu sürecin sonunda bir akşam çayınızı içerken kamu spotunuz ekranda belirebilir.
Metaveri Digital Agency